Türkiye’nin Ege’sini, Akdeniz’ini, Karadeniz’ini gezdim. Farklı farklı şehirlerde farklı farklı iklimlerde yapmış olduğum gezileri sizlere aktardım. Bir noktada yolum gençlik yıllarımda yaşadığım şehir Aksaray’a düştü. Aksaray her ne kadar Kapadokya’nın bir parçası olsa da o bozkır iklimi içerisinde yetişmiş olmaktan dolayı farklı gelen bir yanı yoktu. Eski taş binalar, bozkırın ben buradayım demesi, Hasa Dağı’nın selamlaması “olması gereken, standart” olarak gelmişti her zaman.
Kapadokya bir çokları için eşsiz ve benzersiz bir yerken benim için sadece memleketti. Uzun bir süre Aksaray’dan ayrılıp, diğer gezilesi bir çok yeri gezdikten sonra Aksaray’da arkadaşları ziyaret etmek istedim. Kamp yaptıklarını duyunca kamp alanlarına gittim. Yolda bir yerde, yolculuğun ortasında bir yerde çevreme göz attığımda arabayı durdurduk ve aşağıya indim.
Düşündüğüm tek şey acaba şu an neredeydim. Bu bir mucizeydi. 1000 yıl önce yüzlerce kişinin yaşadığı bir şehir vardı karşımda ve terk edilmiş onlarca ev. El değmemiş, çevrede günümüzü anlatan hiç bir materyal yok. Zamanda yolculuk hissini yabancı gezginlerin en iyi yaşadığımız yer “Aksaray” şehriydi. Sözüne o an hak verdiğimi söylemem gerekli. Çünkü; o saniyede gezgin olmanın vermiş olduğu o muhteşem duyguyu uzun zaman sonra tekrar yaşamıştım. Hem de hiç tahmin edemeyeceğim bir yerde kendi evime 30 dakikalık bir mesafede.
Kapadokya’nın bir çok yerini gezmiş birisi olarak Nevşehir ili içerisinde bulunan Ürgüp, Göreme ve Avanos’ta bir Sofular Vadisi, Güzelyurt, Ihlara, Selime bulunmamakadır. Her ne kadar Kapadokya dendiği zaman insanların aklına Nevşehir gelse de olayın aslı Aksaray ili sınırları içerisinde yer alır.
Aksaray Demirci Köyü
Henüz Sofular Vadisi şokunu atamamışken yolda bir yerde yolumuz “Demirci Köyü” taraflarına rastgeldi. Sofular Vadisi şokuna benzer bir şokta Demirci Köyü’nde yaşadığımı belirtebilirim. Aklımda artık o dakikalarda turizmci olarak Sofular Vadisi ve Demirci Köyü gibi yerlere sahip bir yerin turizmden aldığı payın %0,00x gibi rakamlara sahip olmasıydı.
Demirci köyünde de yine onlarca yüzlerce yıllık terk edilmiş taş binalı evler vardı. Seyri, seyrederken vermiş olduğu his benzersizdi diyebilirim. Yıllar yıllar önce yazmış olduğum Güzelyurt gezilecek yerler yazısında gezilecek yerleri oldukça fazla es geçtiğimi gördüm. Nitekim kamuoyunda bilinmeyen gizli cennetlerden bahsediyorum. Kapadokya ile ilgili yurtdışından gelen tatilcilerin yazmış oldukları gezi yazılarında Güzelyurt, Gülağaç, Ihlara’ya uğramadan Kapadokya’yı gezmiş sayılmazsınız sözlerine Demirci Köyü’nde hak verdiğimi belirtebilirim.
Sofular Vadisi’ne giderken bir yol olmadığını söylemem gerekir. En azından biz normal bir yol üzerinden gitmedik. Fakat; Demirci Köyü’ne yol takip edilip, ulaşılabilir. Bu yüzden Aksaray’da yapacağınız konaklamada bir bisiklet kiralayıp, gezmeniz tam olarak gezmenizi sağlar.
Sayenizde sofralar vadisini ürgüpten o kadar yol yaptık geldik yani süperdi snaırım kapadokya yolculuğumda unutamayacağım yer sofralar vadisi olacak
Istanbuldan en kestirme sofular vadisine nasil gelirim?