18.12.2008 tarihinde Ankara’da biraz gezme fırsatı edindim. Ankara bulundugu yer itibari ile pek fazla turistik içerigi yok. Ne bir deniz, ne de tarihi eser var. Olan eserlerde cumhuriyet dönemine ait eserler. Fakat genç bir şehir olmasından dolayı binalar görsellik acısından özenilmiş durumda. Memur şehri olarakta tabir edebilecegimiz Ankara’da insanlar Türkiye ortalamasından sıcaktır. Mesela İstanbulda kimseye güvenmemek lazım hatta kapı komşuna bile fakat Ankara’da durum biraz farklıdır.
Benim dikkatimi çeken diğer bir nokta ise sanırım Ankara’da erkek daha fazla bayan bulunuyor. Hemde öyle böyle degil bakımlı bakımlı bayanlardan bahsediyorum. Erkekler işte iken sokaklar tamamen bayanlara kalmış durumda. Bu gezimde Kızılay’ı biraz dolaşma fırsatı edindim.
Ankara’da AŞTİ’ye gitmek için metroda beklerken asilligi ile beni büyüsüne kaptıran bir bayan yanıma geldi. İnsanın hayatında bir kaç kez öylesine bir an yaşadıgı kanısındayım. Farklı bir parfüm kokusu ve farklı bir havası vardı. Bir süre bekledikten sonra onunka konuşmak için ugraştım ve sonunda bir kaç kelam ettik.
Güzel ve etkileyici bir 10 dklık sohbetimiz oldu. Bu sohbet sırasında son dönemlerde pek fazla hissetmedim şu bilindik heyecanıda hissetme fırsatıda bulmuştum. Doya doya tadını çıkarttım.
Benim için diğer önemli bir gelişmede bir süredir üzerine tozlar konan Türkiye projesiydi. Ankara’da bu projem hakkında konuştugum bir kaç arkadaş kişi bana olumlu verdikleri tepki ve aynı zamanda karşımda bol bol bir kaç zaman olmasından dolayı tekrar projeye kollarımı sıvadım diyebilirim.
Tekrar yakın zamanda projemi geliştirip Ankara da ki Turizm bakanlığına tekrar ugramayı düşünüyorum.
