Çeşme kalesi : 2. Beyazıt tarafından 1508 yılında diktörtgen biçiminde yaptırılan kale, 6 kulesi ve üç yanındaki hendeklerle muhteşem bir görüntü oluşturur. İlk yapıldığı zamanlarda denize sıfır olarak inşaa edilen kale, zaman içerisinden denizin doldurulmasıyla daha içte kaldı. Tarihi kalede Uluslararası Çeşme Müzik yarışması ve 2-7 Temmuz tarihleri arasındaki Çeşme Festivali düzenlenir. Kaleyi ziyaret ettiğinizde, az önce anlattığımız büyük Türk komutanı Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa’nın yanında aslanı bulunan heykelini de göreceksiniz.
Kervansaray: 1528 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Kervansaray Çeşme’ye ayrı bir özellik katar. Tarih içinde özellikle yabancı tüccarların konaklaması için kullanılan kervansayaray günümüzde 45 odalı bir otel olarak hizmet vermekte. Kervansaray’da ayrıca gece eğlence mekanları ve alış-veriş merkezledri de bulunmakta.
Müzeler: Çeşme’nin tarihi zenginleklerini en iyi, müzelerdeki tarihi eserlerin çokluğu ve kalitesi gözler önüne sermektedir.
Çeşme Müzesi: Daha çok Erythrai, Çeşme ilçe merkezi Alaçatı ve Kalemburnu yöresinden çıkan eserlerin sergilendiği tarihi Çeşme Kalesinde bulunan Çeşme Arkeoloji Müzesinde 320 adet arkeolojik 126 adet etnografik eser ile 31 adet sikke, toplam olarak 477 adet eser teşhir edilmektedir.
Müze Tel: 0.232.712 66 09
Ziyaret Saatleri: 08.30-12.00/13.00-17.00
Ziyaret Günleri: Pazartesi hariç her gün.
Erytrai (Ildırı): Ildırı köyünün antik dönemdeki adı Erythrai’dir. Erythrai sözcüğünün Yunancada “kırmızı” anlamına gelen Erythros’tan türediği, kent toprağını kırmızı renginden dolayı Erythrai’nin “Kızıl Kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Bir başka varsayıma göre ise kent adını ilk kurucu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythros’tan almıştır. Kentte ele geçen bulgular, bu yörede ilk Tunç Çağ’ından bu yana yerleşimin olduğunu göstermiştir.
İkinci kolonileşme döneminde kent, Atina Kralı Kadros soyundan gelen Knopos yönetimindeydi. Başlangıçta krallık ile yönetilen kent sonraları yine kral soyundan olan ancak halkın seçtiği Basileuslar tarafından yönetildi. Ion kentlerinin aralarında kurdukları Panionion dinsel ve siyasal birliğe katıldılar. Kent Pythagoras’la birlikte kısa süreli tiranlık dönemi yaşamış, bu dönemde üreterek dışarı sattığı değirmen taşlarıyla önem kazanmıştır.
Erythrai, Lidya ve daha sonra da Persler’in eline geçer. Pers boyunduruğuna karşı diğer Ion kentleri gibi ayaklanmaya katılan kente, bütün Ion kentleriyle birlikte M.Ö. 334′te İskender, bağımsızlığını kazandırır. İskender’in ölümünden sonra çıkan kargaşalar sonucu birçok el değiştiren Erythrai Pergamon (Bergama) Krallığı’nın eline geçer. M.Ö.133′ te Roma İmparatorluğu içinde özgür bir kent statüsü kazanır. Bu dönemde şarabı, keçileri, değirmen taşları ve kadın kahinleri Sibyl ile Herophile ile ün kazandı. M.Ö.1 yy.da depremler, savaşlar ve Romalı komutanların yağmaları yüzünden büyük yıkıma uğrayan yöre; 16.yy.dan sonra Ilderen ve Ildırı adlarıyla anılmaya başladı.
Çeşme Sportif aktiviteler
AVCILIK: Çeşme kara avcılığından hoşlanalar için de zengin bir yer. En ilginç ve heyecan verici av, kuşkusuz domuz avı. Yetkili makamlardan gerekli izinler alındıktan sonra Çeşme’de herkes domuz avına çıkabiliyor. Çeşme keklik ve tavşan bakımından da çok zengin. Bu hayvanların en çok görüldüğü mevsim Eylül-Aralık ayları arasında olup bu mevsim süresince avlanmak serbest. Avcılıkla ilgilenenleri Çeşme kışın da ağırlayabilir.
KAMP-KARAVAN: Büyük Liman ve Paşa Limanı koylarında bulunan kamp alanları keyifli ve eğlenceli kamp olanakları sunmaktadır. Ayrıca Antik Erythrai kentinin bulunduğu Ildırı yöresindeki doğal plajlar kamp alanları kullanıma son derece uygun. Her yıl yüzlerce kampçı bu bölgeleri tercih ediyor.
Çeşme’de yatçılık
Yat Limanı: Çeşme Yarımadası’nın güneyi Türkiye’nin belli başlı yat güzergahlarından birini oluşturuyor. Çeşme-Kuşadası güzergahı yat turizmi altyapısının en çok geliştiği alan. Ticari ve yat limanı bulunan Çeşme Limanı’nın iskelesi iki küçük tonajlı gemi yanaşabilecek kapasitede. Yat Limanı ise 150 teknenin barınabileceği büyüklükte tasarlanmış.
Alaçatı İskelesi: Alaçatı beldesinin güneyinde yan yana sıralanmış koylarla, yatçılar için bir cennet niteliğindedir. İskelede tam teşekküllü bir şekilde 80 tekne barınabilmektedir.
Çeşme-Altınyunus Yat Limanı: 70 büyük ve 40 küçük tekne bağlanabilecek kapasitede olup her türlü yat bakım hizmeti verebiliyor. Yat Limanı geceleyen ya da konaklayan yatlara su, elektrik, telefon, bakım, onarım ve kışlama hizmetlerini verebilecek durumdadır.
Dalış ve sualtının gizemli dünyası: Çeşme’de amatöründen profesyoneline kadar sualtı meraklısı için eşsiz bölgeler bulunuyor. Çeşme sualtı tutkunları için doyumsuz keyiflerin ve yeni keşiflerin yaşanacağı tarifi imkansız bir belde. Su altı dünyasına dair inanılmaz görüntülere şahit olacağınız Çeşme’de doğa son derece cömert davranmış.
Fener Adası: En fazla 15-18 metreye kadar derinleşen bu ada akıntı dalışından hoşlananlar için ideal bir bölge. Şansınız varsa adanın daimi ziyaretçilerinden foklarla bile karşılaşabilirsiniz. Ada etrafında iki dalış noktası bulunuyor. Her iki dalış noktasında fazla derin olmayan dip yapısından dolayı genelde ikinci dalışlar için kullanılmakta. Derinlikleri 18 metre olan yörede yapılacak dalışlarda renkli dip yapısı sizi büyüleyecek. Her türlü sünger ve mercanın bulunduğu ada yöresinde karagöz, sarpa gibi küçük sürü balıkları da dalışta size eşlik edecek. Kimi kez fokların görüldüğü adada birkaç eski fok mağarası da bulunuyor.
Yatak Adası: Derinliğin 40 metreye kadar gittiği bu ada yaklaşık 8-10 metre derinlikte yer alan muhteşem mağarası ile ünlü. Genellikle günün son dalışı için tercih ediliyor. Adanın batısında yer alan iki mağara girisi ve içindeki süngerlerin kapladığı alan ile oluşan renkli cümbüşü makro ve geniş açı fotoğraf çekenler için oldukça uygun. Geniş açı objektif ile içeriye girdikten sonra dışarıya baktığınızda karanlığın önündeki turkuaz renkli mavilikler sizi büyüleyecek.
Eşek Adası: Etrafında birçok dalış noktası olmasına rağmen yarık kaya noktası adanın en güzel yeri. Derinlik 50-60 metrelere kadar inebiliyor. Özellikle üstü 20 metrelerden başlayıp dibi 40 metrelere kadar inen doğu duvarı her dalgıcın görmek isteyeceği bir yer.
Ildırı Körfezi: Geçen seneye kadar yasak bölge olan bu bölgedeki mağara resifi en güzel dalış yeri. Sığlığın batıya bakan tarafında güneyden kuzeye doğru yaklaşık hemen hemen 70 metre uzunlugunda bir duvar uzanıyor. Üst kısmı yüzeye yaklaşık 8 metre derinlikte olan bu duvarın derinliği 12 metreden 35 metre derinliğe kadar gidiyor. 21 metre civarında birbirine bağlı 3 adet mağara var ve bu mağaraların bir tanesinin sığlığın ortasında 12 metre civarına bir çıkışı bulunuyor.
Rüzgar sörfü: Alaçatı’yı gördükten sonra sörf yapmak için başka bir yerde olmak istemeyeceksiniz.
Alaçatı, Avrupa’nın sörf bölgeleri arasında en ilginç ve çeşitlik sunan bölgesi. Bozulmamış örtüsü ile sörf merkezi V biçiminde berrak suyu olan bir koydadır. Çeşitli rüzgar koşulları ve ideal sörf alanı ile Avrupa’daki en önemli sörf merkezlerinden birisidir. Deniz suyunun oldukça sığ olduğu bu bölgede rüzgar da kuzeyden esiyor.
Haziran ayından Eylül ayının ortalarına kadar ortalama 4-6 şiddetinde esen rüzgar, Nisan-Ekim aylarında ise %50 güney rüzgarı olarak eser ve güzel dalgalar oluşturur. Alaçatı sanki sörfçüler için yapılmış bir bölge gibi. Alaçatı’nın en güzel özelliği, rüzgarın soldan, yani meltem olarak esmesi ve şiddetli rüzgarda dahi düzenli dalgaların oluşması. Akıntının da rüzgar ile aynı yönde olması sörf yapanlara doyumsuz anlar yaşatıyor. Alaçatı ayrıca meltem rüzgarına sahip bölgeler arasında hiç şüphesiz en güvenilir olanı. Burada dört ayrı rüzgar Ege’nin içlerine uzanan Çeşme Yarımadası’nı okşar. Meltem, Lodos, Poyraz ve Gerence rüzgarlarının da yıl boyunca bölgeyi ziyaret etmesi ayrı bir güzellik.
Pırlanta Plajı’nda Kitesurf: Çiftlikköy’de bulunan Pırlanta Plajı hiç kesilmeden kuvvetli ve sabit esen rüzgarı ve dalgalarıyla Çeşme’yi ‘’Avrupa’nın rüzgar başkenti’’ olmaya aday etmiştir.
Çeşmenin en batısında bulunan Pırlanta Plajı adını pırlanta gibi parlayan kumundan almıştır. Denizin 250 metre boyunca sığ ve sadece pırıl pırıl kum olmasıyla da dünyanın dört bir yanından surfçülerin bu bölgeye gelmesini sağlamıştır.
1980′lerde yüzlerce karavan plajın önünde park eder, akşamları karavanlarında konaklar ve plaj havada uçuşan kelebekleri andıran yüzlerce windsurfçünün rengarenk yelkenleriyle denizde dansına sahne olurdu.
2000′lerde ise plaj, yeni milenyumun en yeni ekstrem sporu olan Kitesurf ve kitesurfculerin de yeni merkezi oldu. Rüzgar sörfüne benzer yanlarından dolayı da pekcok rüzgar sörfçüsünün başladığı bu spor ile Pırlanta Plajı bu konuda dünyanın en önemli merkezleri arasına girdi. Ayrıca kitesurf, Çeşme Turizmine 13 yabancı tur operatörü ile, nisan ayından kasım ayına kadar hizmet veriyor ve sezonunu daha da uzatmak için çalışıyor.
Kitesurf, diğer birçok ekstrem sporla da birbirini tamamlıyor. Kitesurf rüzgar sörfünün yeni jenerasyonu. Artık rüzgar sörfüne genç nesilin talebinin azalmasından dolayı yeni milenyumda bir orta yaş üstü sporu haline gelince, kitesurf tüm dünyada bir patlama yaparak, trendi en hızlı yükselen spor oldu. Ayrıca board kullanımı açısından, snowboard, skateboard, wakeboard, rollerblade yapanlar da bu spora başladılar.
Pırlanta Plajı’nda bulunan surf tesisi Kitesurfbeach, Uluslararası Kitesurf organizasyonu (IKO) nun Türkiye’deki sertifika veren okulu ve sadece sertifikalı öğretmenler ile eğitim veriliyor.
2005 Türkiye Kitesurf Şampiyonası, 2005 Water and Air Dünya Şampiyonası ve 2006 yılında ise Türkiye Kitesurf Freestyle ve Türkiye Windsurf Freestyle Şampiyonaları burada organize edildi.
Windsurf ve Kitesurfçülere çevre otellerde konaklama, kamp ve karavan imkanı tanıyan Pırlanta Plajındaki tesislerde, ayrıca seyretmeye gelenler için de bir cafe, yüzme ve güneşlenme alanları yer alıyor.
Çeşme plajları
29 km`lik Çeşme kıyı şeridi boyunca göreceğiniz birbirinden güzel plajların her birinden ayrı bir keyif alacaksınız. Çünkü, Çeşme öyle güzel bir ev sahibidir ki; her zaman tertemiz denizi, eşine az rastlanır yumuşacık kumsalları ve bunalmadan istediğiniz bronzluğa ulaşabileceğiniz güneşiyle kucaklar sizi. Dingin bir denizde serinleyip sonra da sımsıcak kumsal da sakince güneşlenmek mi, bir yat kiralayıp adaları gezmek mi, dalış tüpünüzü takıp derinlerdeki zenginliği keşfetmek mi yoksa sörf tahtanızı alıp rüzgarla dansetmek mi istiyorsunuz? Düşlemeniz bile yeter. Çeşme hepsini önceden düşünmüş ve her bir plajını farklı bir alternatif olarak hazırlayıp hizmetinize sunmuştur sanki. İşte en önemli plajlardan birkaçı;
ILICA: 2 Km`ye yakın uzunluktaki geniş ve beyaz kumlu plajları, nitelikli konaklama tesisleri ve termal olanaklarıyla Çeşmenin en büyük ve popüler turizm merkezi durumunda.
Deniz`in içinden kaynayan sıcak termal suları, Ilıca plajını ve yöredeki diğer plajları büyük birer termal havuz haline getirir.
Ilıca`daki büyük, küçük konaklama tesisleri, yoğun bir turist kapasitesinin ihtiyacını karşılayabilecek durumda. Ilıca`nın önemini arttıran en önemli husus, termal olanakları. Birçok küçük, otel ve pansiyonlarda bile kaplıca suyu bulunuyor. Çeşme plajlarının ve özellikle Ilıca plajının en önemli özelliklerinden biri de, kıyıdan denize doğru yaklaşık yüz metrelik bir şeridin insan boyunu geçmeyecek derinlikte olması. Sığ sularda, özellikle termal kaynaklarla beslenen sularda ultraviyole ışınlarının insan sağlığına çok daha fazla yararlı olduğu bilimsel bulgularla kesinleşmiş durumda. Bunların yanı sıra, bu plajlardan çocukların yararlanma olanakları, sağlık ve can güvenliği bakımından da çok elverişli.
BOYALIK KOYU: Yaklaşık 5 Km. uzunluğunda ve çok güzel plajlara sahip bir koydur. Ilıca plajının karakteristiklerini gösteren bu koy ayrıca bugün Çeşme`nin en hızlı gelişen turizm alanlarından birisi. Koyun orta kısmında yer alan Kalem Burnu’nun karayla birleştiği yerde, yapıldığı yıllarda Türkiye`nin en büyük ve en modern konaklama tesislerinden biri olan ALTINYUNUS TATİL KÖYÜ ve Marinası bulunuyor. Bu tatil köyü tüm doğal zenginliklerini sizlerin hizmetine sunuyor. Bu koyun kuzey rüzgarlarına kapalı en sakin plajı ise Sakin Deniz (Ayayorgi) plajı. Kıyısındaki restaurantları, birbirinden keyifli tesisleriyle gerçekten sakin ve dinlendirici bir köşe.
ŞİFNE-BÜYÜK LİMAN-PAŞA LİMANI: Ilıca plajı merkez olmak üzere kuzeydoğu yönünde Şifne`ye kadar uzanan kıyı bandı, güzel plajları ve kaplıcalarıyla büyüleyici bir merkez. Büyük Liman, Paşa Limanı koyları, turistik tesislerin, kamp alanlarının ve toplu yazlık konutların toplandığı bir yer konumunda. Şifne, kaplıcalarıyla ünlü bir merkez ve çok sayıda temiz ve düzenli pansiyon hizmet veriyor. Ilıca merkezine yaklaşık 5 Km. uzaklıktaki bu önemli turizm merkezine ulaşım ise Ilca’dan sağlanıyor.
ILDIRI: Antik Erythria kentinin bulunduğu Ildırı ve yöresi, doğal plajları ve kamp alanlarını bakımından kampçılar için ilginç bir yöre. Çeşme ilçe merkezine 22 km. Ilıca`ya 15 km. uzaklıktaki bu tarihi ve doğal zenginliklere sahip yöreye ulaşım Şifne`den sonra asfalt bir yolla yapılıyor.
DALYAN VE SAKIZLI KOY: Çeşme yarımadasının kuzey kıyılarında yer alan bu turistik merkezler, tipik balıkçı mahallesi, evleri, limanı, plajları ve insanlarıyla Ege yaşantısının ve doğal güzelliklerinin toplandığı bir yöre. Bu yöre, Çeşme ilçe merkezine 4 Km. uzaklıkta. Dalyan köyde çok sayıda kaliteli otel ve pansiyonlar sizleri bekliyor.
ÇİFTLİKKÖY VE PIRLANTA PLAJI: Bu plaj Çeşme’nin güney ve güneybatısında yer alıyor. Bu yörenin en önemli plajları PIRLANTA-TURSİTE ve ALTINKUM plajları. Burada da sizleri son derece kaliteli otel ve pansiyonlar bekliyor. Ayrıca burada kamp yapmak için de uygun alanlar bulunuyor.
ÇATAZMAK PLAJI: Çeşme ilçe merkezinden ulaşımın sağlandığı çatazmak Plajı da Çeşme’nin görülmeye değer plajlarından.
EŞEK ADASI: Eski adıyla “GONİ” olarak bilinen günümüzün Eşek Adası Çeşme`den yatlarla bir saat uzaklıkta, temiz koyları ve konuksever eşekleriyle günübirlik yat gezintileri için ideal bir yer. Doğal konumu itibariyle kuzey rüzgarlarına kapalı olan koylarında sualtı ve su üstü sporları yapmaya çok elverişli. Neredeyse tamamının maki ile kaplı olduğu adada eşeklerin yaşayabilmesi için rüzgarla çalışan bir tatlı su kuyusu bulunuyor. Özellikle bahar aylarında yolunuz düşerse yaban nergisleri, katır tırnakları ve kekiklerin sarhoş eden kokusuyla karşılaşırsınız. Ada tamamen turistik amaçlara hizmet etmekte ve Milli Parklar kapsamında olduğundan gece konaklaması mümkün değildir. Adanın hemen yanında bulunan Kara ada, doğal bir akvaryum görünümünde olan Mavi Koy sizi büyüleyen bir uğrak yeri olacak.