Türkiye’nin 3. Büyük şehri olan İzmir de gelin küçük bir tarihi gezintiye çıkalım, İzmir de doğup, büyümüş hala İzmir de yaşayan ve memleketine aşık olan biri olarak sizi şehrin simgesi olan Saat Kulesi ve tarih kokan Kemeraltı çarşısından söz etmek istiyorum.
İzmir Saat Kulesi
1901 yılında dönemin padişahı olan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. Yılı için Sadrazam Mehmet Said Paşa tarafından yaptırılmıştır ve 25 metre uzunluğundadır, kulenin saati ise Alman İmparatoru II. Wilhelm’in hediyesidir. Saat kurulduğu günden bu yana sadece bir kere durmuştur buda 1974 İzmir depremi sırasında kule hasar aldığı için durmuş fakat onarılarak düzeltilmiştir.
Kulenin tarihini özetlemiş olduk, kule İzmir’in il merkezi olan Konak’da bulunuyor buraya havaalanından, İzmir otogarından veya başka bir ilçeden, semtinden çok rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Saat kulesinin içine girip gezmek gibi bir şansınız yok bu güzel tarihi eseri fotoğrafladıktan sonra benimde yapmaktan çok keyif aldığım gibi kulenin etrafında kuş yemi satanlardan 1 lira karşılığında yem satın alıp kuşları besleyebilirsiniz sonra bir banka oturup güneşin batışını izleyebilir bu muazzam manzaranın keyfini çıkartma şansı yakalayabilirsiniz.
Tarihi Kemeraltı Çarşısı
Konak ilçesinde hemen saat kulesinin arkasından giriş yapabilirsiniz çarşıya, bu tarihi çarşının tabi ki bir tek girişi yok, çok büyük ve labirent gibi olan sokaklarında kaybolmak çok meşhurdur, aradığınız her şeyi burada bulabilirsiniz hediyelik eşyalar, kıyafet, ayakkabı, yiyecek-içecek… aklınıza gelen her şeyi bu çarşıda bulabilirsiniz, mutlaka görmeniz ve yapmanız gereken birkaç şey önermek istiyorum;
Kemeraltı Çarşısında Ne Yenir?
Kemeraltı’nda çok sayıda çeşit çeşit lezzetler bulabilirsiniz ben size hem tarihi hemde tatmanız gerektiğini düşündüğüm birkaç yer önereceğim,
*Kahvaltı için meşhur Antalya Börekçisi Osman Usta’da börek yemelisiniz küçük olan dükkanın böreklerinin lezzeti ise bir o kadar büyük çok çeşitli olan böreklerden seçerken kafanız karışabilir.
*Ayşa Boşnak Börekçisi& ev yemekleri, Abacıoğlu hanı içinde, çarşıda tarihi lezzetleri çok kolaylıkla bulabilirsiniz fakat mekanı diğer lokantalardan ayıran en önemli özellik yemeklerinin lezzetinin yanı sıra ambiyansı sizi tarihin derinliklerine götürecek. Boşnak böreği, mantısı ve sarmasını denemenizi tavsiye ederim.
*Havra Sokağına girmelisiniz, kasapların, sakatatçıların, peynircilerin, manavların, turşucuların olduğu bir sokak buradan turşu suyu alıp içerken sokakları dolaşın derim.
Kızlarağası hanı, handa gezmeden olmaz tabi ki, hanın içinde karşılıklı tarih en derinliklerine kadar yaşayabileceğiniz bir sürü dükkanla karşılaşacaksınız etnik desenli fincanlar, tabaklar, gümüşçüler, ipek kumaştan eşyalar, doğal taş dükkanları sizi hayran bırakacak hanın içinde ışıl ışıl renkli dükkanlar sizi bekliyor olacak.
*Kızlarağası hanına gelmişken meşhur fincanda pişen türk kahvesini içmeden dönmeyin derim, karşılıklı bir çok dükkan var istediğinizde içebilirsiniz fakat benim size önereceğim yer ise Ömer Usta kahvecisi, kahvenizin her yudumunda iyi ki gelmişim ve tavsiyeye uymuşum diyeceğinize eminim, biraz fazla kalabalıktır özellikle hafta sonları ama küçük bir süre bekledikten sonra rahatlıkla yer bulabilirsiniz dekorasyonu ise bildiğiniz kahvecilere benzemez, klasik masa sandalye yok ambiyansın sizi etkileyeceğinden eminim.
Daha anlatılacak çok lezzet gezilebilecek çok sokak var aklıma gelenler ve beni en çok etkileyen yapmaktan keyif aldıklarım bunlardı siz her sokakta farklı lezzetler keşfedip yorum olarak benimle paylaşabilirsiniz. 🙂
İzmir’i, İzmir’in güzellikleri anlatmakla bitmez gelip, anı yaşayıp deneyimlemek gerek ilk fırsatta İzmir’in güzelliklerini görmeniz dileğiyle…
BURCU ERECEK
